Talasemi Tedavisi Talasemi Nasıl Tedavi Edilir?
23 Temmuz 2024

Talasemi Tedavisi Talasemi Nasıl Tedavi Edilir?

Talasemi, kalıtsal bir kan hastalığıdır ve tedavi yöntemleri hastalığın derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Alfa veya beta talasemi taşıyıcısı olan hastalarda genellikle tedaviye gerek duyulmaz. Ancak, orta ve ağır dereceli anemilerde tedavi kesinlikle gereklidir. Bu tedavinin üç standardı vardır:
  • Kan Transfüzyonu
  • Demir Şelasyonu
  • Folik Asit Tedavisi
Yeni tedavi olanakları konusunda çalışmalar sürmektedir. Ancak bu yöntemlerin çoğu test aşamasında olup, henüz yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Kan Transfüzyonu

Kırmızı kan hücrelerinin transfüzyonu, orta veya şiddetli talasemili hastalarda ana tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi ile hastalara normal hemoglobin ve sağlıklı kırmızı kan hücreleri verilir. Kan nakli işlemi sırasında, kanın verilebilmesi için damara iğne batırılır (intravenöz-İV). Kan verilme süresi genelde 1-4 saat sürer.

Kırmızı kan hücreleri yaklaşık olarak yalnızca 120 gün yaşar. Bu sebeple, sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin düzeyini korumak için düzenli olarak transfüzyon gerekebilir. Hemoglobin H hastalığı veya beta talasemi intermedia mevcutsa, ihtiyaç duyulduğunda kan nakli gerekebilir. Örneğin, yorgunluğa neden olacak şiddetli kansızlık veya enfeksiyon durumlarında kan gerekebilir.

Talasemi major olan hastalar ise düzenli kan transfüzyonuna ihtiyaç duyar (genelde her 2-4 hafta). Bu nakiller, normal hemoglobin ve kırmızı kan hücresi seviyesinin korunmasına yardımcı olur. Kan nakli, hastaların kendilerini daha iyi hissetmesine, normal aktivitelerden mutlu olmasına ve erişkinlik çağına ulaşmalarına yardımcı olur. Bu tedavi türü yaşamsal bir öneme sahiptir. Ancak, transfüzyonla bulaşan enfeksiyonlar (sifiliz, hepatit, AIDS) açısından büyük tehlike taşır. Bununla beraber, kan bankalarında bu testler çok büyük bir dikkatle yapılır.

Demir Şelasyonu

Kırmızı küreler içindeki hemoglobin demir bakımından oldukça zengindir. Bu sebeple, kan nakli sırasında hastalara önemli miktarda demir yüklenmesi yapılır. Fazladan yüklenen demirin vücuttan atılması konusunda mekanizmalar çok yetersizdir.

Fazla demir kalp, karaciğer gibi dokularda birikir ve burada hasara sebep olur. Bu hasarın düşürülmesi için hastalara demiri bağlayan (şelatör) ilaçlar verilir.
  • Desferoksamin: Demiri bağlayan sıvı formdaki bir ilaçtır. Hastalara damar yolu veya cilt altından verilir. Bu ilaç genelde infüzyon pompası denilen bir pompa yardımıyla geceleri uyurken verilir. Bu tedavi çok zaman alıcıdır ve bazı durumlarda ağrılı olabilir. Yan etkileri olarak görme ve işitme problemlerine yol açabilir.
  • Deferasiroks: Günde bir defa oral olarak alınır. Yan etkileri baş ağrısı, kusma, bulantı, diyare, eklem ağrısı ve halsizliktir.
  • Deferipron: Başka bir oral şelatördür.

Folik Asit Tedavisi

Folik asit, kırmızı kürelerin sağlıklı kalmasına yardımcı olan bir vitamindir. Demir şelasyonu ve kan transfüzyonu ile birlikte, folik asit tedavisi de bu hastalığı taşıyan her hastaya standart olarak verilmektedir.

Diğer Tedaviler

Hastalığın tedavisi için kullanılacak yeni yöntemler şu an test aşamasında olup, yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Kan, İlik ve Kök Hücre Nakli

Sağlıklı bir bireyden (donör) alınan sağlıklı kan veya kemik iliği nakli ile hastanın kemik iliğine sağlıklı kök hücreler transfer edilir. Kök hücreler, kemik iliğinde kırmızı kan hücreleri ve diğer kan hücreleri üretir. Kök hücre nakli, talasemili hastalarda tek tedavi edici yöntemdir. Ancak, kemik iliği nakli çok tehlikeli bir prosedürdür ve hastaların oldukça azı uygun bir donör bulma ihtimaline sahiptir.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Abdülesed

23 Temmuz 2024 Salı

Talasemi major tanısı aldığımda düzenli kan transfüzyonuna ihtiyacım olacağını anlıyorum, peki bu transfüzyonlar sırasında enfeksiyon kapma riskim ne kadar yüksek ve bu konuda hangi önlemler alınıyor?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Merhaba Abdülesed,

Talasemi major tanısında düzenli kan transfüzyonuna ihtiyaç duyulması oldukça yaygındır. Kan transfüzyonları sırasında enfeksiyon kapma riski, modern tıbbi uygulamalar ve sıkı tarama süreçleri sayesinde oldukça düşüktür. Kan bağışı yapan kişiler detaylı bir şekilde taranır ve kan örnekleri çeşitli enfeksiyonlar açısından test edilir. HIV, hepatit B ve C gibi ciddi bulaşıcı hastalıklar için de titiz testler uygulanır.

Ayrıca, kullanılan ekipmanlar tek kullanımlık ve steril olduğundan enfeksiyon riski minimuma indirilmektedir. Yine de, bu tür işlemler her zaman bir miktar risk taşıyabilir. Bu nedenle, sağlık ekibinizle bu konuyu detaylı olarak konuşmak ve onların önerilerine uymak çok önemlidir.

Sağlıklı günler dilerim.

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Haber Bülteni