Jinekomasti, tıp dilinde erkekte meme büyümesi sorunu olarak tanımlanır. Jinekomasti tedavisi için öncelikle meme büyümesinin hangi evrede olduğu ve memedeki dokunun hangi doku türünden oluştuğunun belirlenmesi gereklidir. Bu değerlendirmelere göre, en uygun tedavi yöntemi belirlenebilir. Bazı hastalardaki meme büyümesinde birden fazla ameliyat tekniği birlikte kullanılabilir. Bu karar, hastanın muayenesine göre verilir.

Jinekomasti tedavisinde klasik liposakşın yöntemi, memedeki büyümenin yağ dokusundan kaynaklanması durumunda uygulanır. Erkeklerdeki meme büyümesi genellikle yağ dokusundan kaynaklandığı için, bu yöntem genellikle yeterli olur. Ancak, memedeki büyüme hem yağ dokusu hem de meme dokusundan oluşuyorsa, klasik liposakşın ile birlikte endoskopik teknik de kullanılabilir.

Lazer liposakşın yöntemi, jinekomasti tedavisinde ödem ve morluk oluşumunu azaltır. Klasik liposakşın ile temizlenemeyen yağ hücreleri lazerle parçalanarak daha kolay temizlenir. Bu yöntem, memedeki fazla yağ dokusunu temizlemenin yanı sıra ciltte sıkılaştırma etkisi de yapar, böylece cilt daha hızlı ve düzgün şekilde toparlanır.

Jinekomasti tedavisinde memedeki yağ dokusuyla birlikte meme dokusu da çıkarılacaksa, liposakşın yöntemiyle birlikte endoskopik teknik kullanılabilir. Bu yöntem, memede oluşacak yara izini ve diğer olası riskleri azaltır. Kapalı ameliyat olarak bilinen bu teknik, meme dokusuna küçük kesilerle girilerek uygulanır. Eğer meme dokusundaki fazlalık doku çıkarılarak meme küçültülecekse, bu yöntem tercih edilir. Ancak estetik görünümün sağlanması açısından, memedeki fazla dokunun alınması tek başına yeterli gelmeyebilir, bu durumda fazla deri de alınmalıdır.

İleri evredeki jinekomasti vakalarında, ciltteki esnemenin fazla olması durumunda, memenin ameliyattan sonra daha kolay toparlanması için fazla derinin de alınması gerekir. Bu tür durumlarda açık ameliyat yöntemi tercih edilir. Fazla derinin çıkarılması, estetik cerrah tarafından ciltteki esneklik durumuna göre kararlaştırılır. Çünkü deri çıkarıldığında, derinin fazlalığına bağlı olarak memede iz kalma riski artar.

Cerrahi operasyonlar öncesinde olduğu gibi, bu ameliyat öncesinde de hastaların kan sulandırıcı ilaçları en az 10 gün öncesinden kesmesi gereklidir. Hastaların sürekli kullandığı ilaçlar ve mevcut diğer hastalıklar da değerlendirilmelidir. Ameliyattan en az 8 saat öncesinden sulu ve katı beslenmeye ara verilmelidir. Gerekli kan ve idrar tahlilleri yapılmalı, sigara alışkanlığı olan hastaların en az 15 gün önceden sigarayı bırakmaları önerilir. Jinekomasti tedavisi için uygulanan ameliyatlarda, memedeki büyüme az ve sınırlı ise lokal anestezi ve sedasyon altında operasyon yapılır. Daha ciddi çift taraflı vakalarda ise genel anestezi altında ameliyat gerçekleştirilir. Bu kararlar ameliyat öncesinde belirlenir.

Cerrahi yöntemle yapılan tedavilerde bazı riskler oluşabilir. Erken aşamadaki komplikasyonlar arasında kanama riski bulunur ve dren kullanımıyla çözülebilir. Enfeksiyon riski bu operasyonlarda azdır, yine de antibiyotik tedavisi uygulanır. Geç dönemde ise ameliyat yerinde kötü iz kalması, uzun süren uyuşma, renk değişimi, karıncalanma gibi sorunlar yaşanabilir. Ameliyat yerinde kan ve sıvı birikmesi, cildin zemine yapışması gibi sorunları aşmak için hastalara 4-6 hafta tübüler bandaj uygulaması yapılır ve hastanın aktif spor yapmasına izin verilmez.